YARIN ÇOK YAKIN
Yarın meğer tahmin ettiğimden de yakınmış. Bir kaç saat sonra maratonum başlamış olacak. Dünümü ve bugünümü olacaklarla ilgili olasılıkları değerlendirmek adına telefon görüşmeleri ile geçirdim.
Temsili resimde olduğu üzere süreç sonunda başıma geleceklerle ilgili bir ön bilgi topladım. İyimserlerle de kötümserlerle de konuşurken benzer tepkileri aldım. Sonuçta artık uzmanlığımı almışım, yeniden bölüm değiştirmek de neyin nesiymiş, vaktim bolsa başka meşgalelerle uğraşmalıymışım, yeniden asistanlık yapamazmışım, mışmışım da muşmuşmuşum. Sonuçta gerçekten mecburi hizmetimi tamamlamadan yeni bir uzmanlık dalında ihtisası kazanırsam başlayıp başlayamayacağımı bile bilmiyorum. Bu konu içimi daha fazla kemirmeden sonuç odaklı olmaktan çok süreç odaklı olarak konuyu kapatmak isterim. Önemli olan benim içime inanılmaz bir ders çalışma isteği gelmesi ve bunu nasıl olsa geçeer diyerek geçiştirmeye çalışmama rağmen sürmesi. Öyleyse bundan azami surette faydalanmalıyım.
Bugünümü internette tus sınavları ile ilgili çalışma tekniklerini okumakla, başarı hikayelerini dinlemekle ve motivasyon artırıcı yazılar okumakla geçirdim. Motivasyonumun artmasını beklerken tam aksi gerçekleşti çünkü ben hiç de anlatılanlar gibi değildim. İtiraf etmeliyim ki tus sınavına kaç kere girdiğimi hatırlamıyorum, o kadar çok kez. Belli bir seviyeye gelmiş sonrasında puanını yükseltmeye çalışan tiplerden ise hiç değilim. Az önce geçen yılki sınav sonucuma baktığımda barajı aşacak kadar bile net yapamadığımı tekrar kendime hatırlatmış oldum. Ben böyleydim ki. Çok emek edip çalıştığımı zanneder, zamanında ve düzenli, verimli, tempolu bir programa uymaz, son günlerde kendimi kısa dönem hafızası ile heba ederek sınava girer. Çıkışta klasik "çok azıcık daha çalışsaydım kesin çok daha iyi yapardım ama söz yarın ders çalışmaya yeniden başlıyorum." derdim. Hiç bir zaman köpek gibi çalıştığımı anlattığım hikayelerim ve göğsümü kabartarak söylediğim başarılarım olmadı. Bu mütevaziliğin bir sonunun geldiğini düşünmeden duramıyorum.
Sonuçta kararımı kesinleştirdim ve 01 Mayıs 2016 tarihinde 145 gün sürecek bir ders çalışma ve spor yapma maratonuna başlıyorum. Yol haritam belli, hedefim hazır. Bugünkü öğrendiklerimden birkaç özet paylaşmak isterim:
"Köklerini geçmişten alan, bugünün tadını çıkaran, geleceği için bir vizyonu olan bir zaman yönetimi en ideali" diyor Mümin Sekman. Köklerimi ilk okuldaki başarılarımdan ve kıvrak zekam ile hızlı ezberleme huyumdan alıyorum. Bugünün hazırlıklarıma veda ederek tadını çıkarıyorum ve gelecek için artık kendime bir vizyon hazırlıyorum. Ekim ayının başında bambaşka bir hayata adım atabilecek güce sahip olma niyetindeyim. Eylülün son pazarında sınavımı vermiş olacağım ve ekim başında puanım açıklanıp ilk tercihime girdiğimi öğrendiğim gün hayatımı yeniden şekillendirebileceğim gücüm elimde olacak. Yarınlar çok yakın. Sonrasındaki olacakları yine hep birlikte göreceğiz ama herşeyden öncesi bu an önemli.
Başarının Yedi Adımı:
1. Ne istediğinize karar verin.
Eylül 2016 tus sınavında 170 net istiyorum.
2.İstediklerinizi yazın.
Bu amaçla günlük misali bir blog sahibiyim.
3. Tamamlama tarihi belirleyin.
25 Eylül 2016 tarihinde tamamlanmış olacak.
4.Yine liste yapın.
Tuscoach programı ile uygulayacağım liste çoktan hazır.
5. Listeyi organize edin.
Organizasyon için bugün öğrendiğim birkaç yeni tiyo eklendi.
6. Harekete geç.
Bir mayıs işçi bayramında harekete geçiyorum.
7. Her gün yapın.
Her gün yapma kararımı uygulamak ve kendi kendimi denetlemek üzere buradayım.
Gelelim birkaç zihn'i sinir soruya;
Neden tus sınavını kazanmak istiyorum?
Bu soruyu sorduğumda kendime binlerce neden birden sıralayabilirim. Oysa şapkamı önüme alıp baktığımda hepsinin birer bahane olduğunu anlayabilirim. Kendimi ispatlamak için kazanmak istiyorum hepsi bu. Kendimi kendime ispatlamaya ihtiyacım var hem de her şeyden çok.
Engellerim neler?
Bir çok engel var ve yeterli gelmezse engel yaratma konusunda kimse elime su dökemez. Halbuki en büyük engelim kişisel ataletimi yenebilmek ve içimdeki "yapamazsın ki" diyerek dalga geçen sesi susturmak.
Son olarak artık daha çok sınav odaklı değil ama tus odaklı birkaç tiyo daha buldum:
1. Ders çalışarak kendinize yatırım yapın.
2. Yaptığınız yatırımın sonucunu görmek için kısa vadede konuyu bitirdikten sonra beş tane deneme sınavından o konunun sorularını çözün. Bu size kısa vadedeki kazancınızı gösterecektir.
3. Her ay bir dershanenin deneme sınavını uygulayın ve netlerinizi gözden geçirin. Bu size orta vadedeki kazancınızı göstererek yaptığınız yatırımları revize etmeye yardımcı olur.
4. Başarmak için, puan almak için değil tecrübe kazanmak için çalışın. Çalışma alışkanlığı kazanabilmek için 21 güne ihtiyaç var. Ne olursa olsun hiç durmadan, yorulmadan ve yılmadan tam 21 gün çalışın sonrası zaten gelecektir.
5. Başaranlarla sosyal ilişkiler kurun, nasıl başarmışlar bakın ve onları taklit edin. Zamanla taklitleriniz kendi yaklaşımlarınıza dönüşecektir.
Sonuç;
Yarınki yolculuğuma sabah aç karınla Tibet'in gençlik pınarı uygulaması ile başlamaya karar verdim.
Sonrasında kahvaltımı yapıp patoloji fasikülümden başlayacağım. 25 dk ders çalışıp beş dakika mola vereceğim. Mola da mutlaka ayağa kalkıp dolaşacağım. Dört saatimin sonunda bir saatlik bir mola vereceğim. Fasikülümün üçte birini yarın bitirmiş olacağım. Saatte 10-12 sayfa kadar okuyabiliyor hızda olmam gerekiyor. Sonrasında konu ile ilgili önceden çıkmış sorulara bakacağım. Çalışmanın son saatinde ise okuduklarımı hızlıca yeniden gözden geçireceğim. Yarın kendime çok yüklenmek istemiyorum çünkü ders çalışmaya ortalama günde 3-4 saat ile başlanır ve sonraki haftalarda çalışma saati artırılırmış. Sonuçta ilk zamanlarda fazla yüklenilir ama sonrasında aynı tempo ile devam edilmesi mümkün olmazmış. Burada hedef her gün mutlaka düzenli olarak ders çalışmak. Hızlı okumak ve detaylarda kaybolmamak. Basit düşünerek hareket etmek.
Korkuyorum. Kendimi hayal kırıklığına uğratmaktan. Azimli davranamayarak 21 günü bile tamamlayamamaktan. Eski ders çalışamama serüvenlerimde olduğu gibi aşırı agresif olmaktan
hırçınlaşmaktan çok endişe ediyorum. Oysa yapabilirim. Kendim için, bu kışı kardan kapanmış yollarda geçirmek istemiyorum. Bir şeyler yapmak zorundayım ve şu aşamada yapılabilecek en mantıklı şey bu. Kaybedecek çok şeyim olmayabilir ama kazanacak çok şeyim var. Ben bunu yapabilirim. Bugünler de yarındı bir zamanlar. Yarınlarım bugün olduğunda isteğim gerçekleşmiş ve ben bunun bedelini azimle ödeyerek hak etmiş olacağım. Gün bugündür, yeniden başlamak, yeniden başarmak ve sonuçta hep verdiğim örnek:
O büyük ikramiyenin bana çıkmasını istiyorum. Bunu gerçekten çok istiyorum ama bilet almazsam çıkmaz ki. Çıkma şansı için bilet satın almalıyım. Parasını ödeyerek bedelini vermeliyim ve hangi bileti alacağımın seçimini yapmalıyım. Seçmezsem büyük ikramiye hiç bir zaman çıkmaz. Ve ben seçiyorum: Yeniden çalışmayı, denemeyi ve başarmayı, emek etmeyi ve karşılığını almayı seçiyorum.
Seçimlerimizin ilk sonuçlarını değerlendirdiğimiz yarınlarda görüşmek üzere...